• Önsöz:

Hiç şüphe yok ki sömürgeci güçlerin en önemli başarılarından biri Müslümanların siyasi gücünü yenilgiye uğratmak olmuştur. Nitekim bu gücün kaynakları, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda tamamen tükenmiş ve o dönem Avrupa güçlerine karşı koyamamıştır.

Bu yenilginin en somut sonuçlarından ise, yenilginin rasyonelleştirilmesi ve Müslümanlar arasında sömürgeciliğin dayattığı laik çerçeveye uygun bir siyasi düşünce üreten siyasi cehaletin pekiştirilmesi olmuştur. Dolaysıyla sömürge döneminde ve sonrasında İslam dünyasındaki siyasi düşünce bir ülkeden diğerine çok fazla farklılık göstermemiştir. Zira yenilgide dayatılan çerçevede hep aynıydı. Yine yenilginin etkisi ekonomik düzeyde de az değildi, hatta kapitalist sistemin gelişimi ve dünya ekonomilerini ve halklarını şiddetli bir biçimde tahakküme alması nedeniyle çok daha etkiliydi.

Bu gelişmeler, Batılı güçlerin yükselişi ve Batıda bilim ve teknolojinin merkezileşmesi nedeniyle düşünsel düzeyde mantıklı bir biçimde gerçekleşirken, bazı yönetim deneyimlerinin İslami referansa eğilim göstermesiyle önceki perspektiften mantıksız sayılan diğer gelişmeler meydana gelmiştir. Ve bu yönetim deneyimleri çok sayıda destekçi ve taraftarları çekmeyi başarmıştır.

Ancak bu projelerin veya deneyimlerin pek çoğu bir yere kadar olsa da toplumsal boyutlarla başladığı ve toplumsal köklerini sala bildikleri kadar siyasi boyutlarını harekete geçirip geliştirdikleri söylenebilir. Bu nedenle ekonomik, askeri ya da güvenlik etkisi olan deneyimli siyasi güçler düzeyinde gerçek güç araçlarına sahip olmadan yalnızca kısmi çözümler sunan bakış açısına sahiptiler. Böylece sorunları çözme veya bunlarla başa çıkma konusunda gerçek bir yeteneğe sahip değildiler. Bundan dolay bazı yönetimler, kendisini düşüre bilecek gerçek iktidarın araçlarına sahip olan -iç veya dış- siyasi güçlerle uğraşmak yerine, laik veya tartışmalı olduğu dini cemaat ve hareketlerle çatışmayı tercih etmiştir ve böylece de iktidardan düşürülmüştür. Başka bir deyişle, algı dayatma stratejisi pahasına kullanılabilir marjı değerlendirme stratejisini etkinleştirmişlerdir.

Bütün bunlar, çetrefili sorunları çözme yeteneğinin zayıflığı, gözden geçirme ve düzeltme yeteneğinin zayıflığı ya da hareketin kurallarının (ya da hareket içerisindeki güç merkezlerinin) baskısı gibi başka faktörlerin olmadığı anlamına gelmez; aksine, tüm bunlar bu deneyimlerin başından yok edilmesi ya da çöküşünün hızlanmasına katkıda bulunmuştur.

Ayrıca bu deneyimlerin dine bağlılığı veya Batı himayesinden kurtulmaya yönelmesi -ne amaç ne de etki açısından- aynı seviyesindeydi. Aksine, bazı deneyimler Batı hegemonyasına boyun eğmişken bazılarının boynu eğdirilmiştir ve bürokratik cihazlarının bir kısmı, gerçek bir siyasi İslam projesi kurulmaması için katkıda bulunmuştur.

  • Projenin Tanımı ve Önemi:

Çalışma, modern çağda İslamı referans alan yönetim deneyimlerini incelemeyi; modernizm ışığında önce prensip açısından sonra uygulama ve etkililik açısından İslami bir yönetim sistemi anlayışı yaratmadaki başarılarının veya başarısızlıklarının derecesini göstermeyi; daha sonra bu deneylerin ortaya çıkmasına yardımcı olan bileşenleri ve başarısızlığına yol açan faktörleri belirlemeyi; bunun yanı sıra toplumun iç yapısı ve ekonomik, sosyal, dini ve yasama yapıları üzerindeki çeşitli etkilerini ele almayı ve küresel modernizm ile sistemleriyle etkilenmesinin ve etkilemesinin boyutuna ulaşmayı hedeflemektedir.

Projeyi hazırlayan ekip, bu deneyimlerin süreçlerini, başarılarını ve başarısızlıklarını takip etme çabasında bulunurken manevi ve akılcı köklerini araştırmak veya nebevi ayarlar sınırlarını kurumaları veya korumamaları açısından fikri algılarını değerlendirme çabasında bulunmamışlardır. Zira Teorileştirmeye fazlasıyla dalmak gerçekçiliğin dışına çıkarmaktadır.

Bazı deneyimlerin üzerinde yapılan çalışmaların eksikliği, kurumsal etkileşimlerinin zayıf bir şekilde izlenmesi ve çoğu araştırmacıların asılsız kaynaklara dayanması sebebiyle deneyimlerin hakkındaki yazı ve düşüncelerin çarpıtılmış olup doğruyu yansıtmaması; Arkan Araştırma Merkezini bu çalışmayı hazırlamaya iten sebepler olmuştur. Zira birçok araştırmacı, taraftar okuyucu ve tembel yazar polis ile devrim güçleri arasında çıkan her hangi bir çatışmada resmi polis raporlarına dayanarak fikir yürütmekteler. Dolaysıyla bu sahtekarlığa karşı koyarak bu deneyimleri araştırıp gerçekleri ortaya koymak istedik. Amacımız İslami deneyimlerin güçlü yönlerini vurgulamak veya kayıtsız şartsız onları desteklemek değildir. Bu nedenle çalışmayı alelacele ele almadık ve araştırmacıların yazdıklarıyla veya elde etikleri sonuçlarla yetinmedik. Çalışmamızı defalarca gözden geçirip tekrar tekrar inceledik, daha sonra ilgili çalışmalarda uzman birkaç profesöre sunduk. Her bir deneyimi ele alırken tarafsızlığı kendimize şiar edindik.

Bu projenin temel amacı; modern çağda İslami eğilime sahip yönetim deneyimlerinin ortaya çıkışının zamansal ve mekansal bağlamlarını keşfetmek, yükselişine veya başarısızlığına yol açan nedenleri ve faktörleri güvenilir bir şekilde tanımlamak ve araştırmacıların bu deneyimlerin doğru standartlara, fikirlere ve algılara gerçekten ne kadar yakın veya uzak olduklarını belirleyebilmeleri ve dini açıdan performanslarını değerlendirebilmeleri amacıyla siyasi, sosyal ve kurumsal uygulamalarının gerçekliğini ortaya çıkarmaktır.

Aynı zamanda, İslam referanslı siyasi algı ile Batılı ve Milliyetçi Arap algıları arasındaki örtüşme ve çatışmanın yönlerini bilmeyi; dini referanslı siyasi deneyimlere karşı Arap rejimlerinin vizyon, uygulamalar ve söylem açısından tutumu ile düşünce ve sistemler açısından Batının tutumunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. Böylece söz konusu deneyimlerin her birinin başarı ve başarısızlık faktörlerinin önündeki engellerden ders çıkararak deneyimlerin toplumsal etkileri ve kurumsal üretimleriyle uygulamaya değer sosyal ve ekonomik boyutları olan bir siyasi İslam projesi kurgulamaya yol açacak teorik bir çerçeve ve bilgi modeli oluşturmak mümkün olacaktır. Bu çalışma çerçevesinde bu hedef her ne kadar uzak bir hedef olsa da, Projede deneyimlerin tabii tarihsel seyrini belirlemeye ve devlet ve devrim, Davetçilik ve siyaset, ılımlı rejimler ve taassuplu rejimler gibi ikilikleri anlamaya yardımcı olacak bazı taşları oturtmaya çalışmaktayız.

Bu Projede “İslami Yönetim” İfadesi Ne Anlama Geliyor?

Buradaki “İslami” terimi, bahsi geçen deneyimlere belirli bir tarif vererek bağlı oldukları ve dayandıkları belirli bir yola sahip olduklarından onları belli bir çerçeveye koyma anlamına gelmemektedir. Çalışmadaki İslami terimi, politik teorilerde deneyime verilen vasıftan ibarettir. Zira bizi asıl ilgilendiren, deneyimin bu bağlamda -yani teorik çerçevede- değerlendirilmesi ve ardından okuyucunun, bu çalışmanın sunduğu olay ve olguların ciddi bir şekilde araştırılmasına dayanarak deneyimlere hüküm vermesini sağlamaktır.

İslami olarak tanımlamak için ne ilkelik ne de pragmatik hiçbir kriter kabul edilmemiştir, bu nedenle standartlara uyan belli bir modelden bahsetmek doğru değildir. Bunun yerine, bu çalışmaya dahil edilen tüm deneyimlere, gerek deneyimin öncüleri ve kurallarını kuran kişilerin dini teveccühlerinden gerekse deneyimin bazı dini politikaları benimsemesinden veya da deneyimin siyasi söyleminden yola çıkarak bu alandaki analistlerin ve araştırmacıların terminolojisine bağlı olarak teorik aralıkta İslami tanımı verilmiştir.

Sonuçta, deneyimin Gelişmişlik düzeyine, insani boyutuna, ekonomisine, gücüne ve deneyimin toplum ve devletle ilişkisine yansıyan gerçek bir İslami medeni projesi olarak kabul edilip edilemeyeceği sonucuna varmak okuyucuya bırakılmıştır.

  • Çalışma Bölümleri ve Kapsamı:

Bu çalışma, modern çağda İslami referanslı yönetim deneyimlerinin -dini etkinlikleri ve algılarının doğruluğuna bakılmaksızın- mümkün olduğunca çoğunu kapsamaya çalışmaktadır. Bu yönetim sistemleri şunlardır: Suudi Arabistan Krallığında El-Suud hanedanlığı, İran’da Humeynizm, Sudan’da Hasan el-Turabi, Pakistan’da Muhammed Ziyâ-ül Hak, Türkiye’de Erbakan ile Adalet ve Kalkınma Partisi, Gazze Şeridi’nde Hamas, Mısır’da Müslüman Kardeşler, Fas’ta Adalet ve Kalkınma partisi, Cezayir’de Ulusal Kurtuluş Cephesi, Tunus’ta Nahda Hareketi, Bosna’da Aliya İzzetbegoviç, Brunei’de Hassan Al- Bolkiah, Nijerya’da Boko Haram, Afganistan’da Taliban,Mali’de Ensar el-dîn , Somali’de İslami Mahkemeler, Bihar İslam Emirliği ve ona bağlı Hindistan vilayetleri.

Ortaya çıkış, köken ve sonuçlarının koşullarından bağımsız olarak siyasi ve askeri deneyimleri içeren çalışma;bu deneyimlerin (entelektüel veya cihatçı) dini hareketlerin, bazılarıyla ilişkilendirilenleri ve bunların yöntemlerini, dini felsefeleri ve davetçilik üzerindeki etkisini içermemektedir. Zira bu yaklaşımların daha geniş sunulması bir yandan felsefi ya da teorik yönlere dalmayı, diğer yandan da bunların analizine ve değerlendirmesine değinmemizi gerektirir. Bu da,deneyimlerin tarihsel sunumunun ana amacını kaçırmayı ve kurumsal performansları, çeşitli etkileri kalkınmalarının bileşenlerine ve başarısızlık faktörlerine odaklanmayı gerektirir.

Bu çalışmayı, bu deneylerin çalışmalarını analiz ve karşılaştırma ile ilişkilendiren tarihsel tecrübenin sonuçları ve özellikle bazı önemli unsurlar açısından ortak paydaları ışığında modern devletin İslamlaşması meselesinde, mümkün olan ve kaçınılması gerekenleri ele alan sonraki çalışmalar takip edebilir. Örneğin; kabile ve etnik temelin etkisi, yetiştirilme deki sosyal rol, kurucunun dini ve yasal/politik ve askeri temeli, hareketlerden ve gruplardan ayrılma derecesi vb.

Bu amaçla, proje aşağıdaki unsurlara odaklanmayı hedeflemiştir:

Bölgenin Demografik ve Çevresel Tanımı:

Bir yandan devletin politikalarını ve dış ilişkilerini, diğer yandan ekonomik koşulları ve halkın kültürünü şekillendirmede oynadığı rolün önemini göz önünde bulundurarak Coğrafi konum, jeostratejik konum ve demografi faktörler ele alınmıştır. Ayrıca bu yapıdaki dini bölünmelerin yanı sıra, başta etnosentrizm deneyimlerde olmak üzere Demografik bilgileri inceleyerek coğrafi yakınlığa, kültürel ve etnik boyuta ve dilsel bağlantıya odaklanılmıştır.

Deneyimin ortaya çıkışının tarihsel arka planı ve etkisi

Ya da deneyimin kökleri, politik kökenleri ve ortaya çıkışının yansımaları olarak ifade edebiliriz. Bunlar deneyimin ortaya çıkışına zemin hazırlayan, deneyimi etkileyen, gelişim yönünü belirleyen ve devlete geçiş olarak ele aldığımız siyasi ve sosyal hayata bir şekilde entegrasyonunu sağlayan tarihsel siyasi bağlamlar ve sosyal faktörlerdir.

Devlete Geçiş:

Kurucu ve kuruluşun etkileşimleri olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Birinci bölüm deneyimin kurucuları veya deneyimdeki aktif kişiliklerin kişisel biyografilerine odaklanmadan bu karakterlerin var olan durumla etkileşimlerine ve kısmen ya da tamamen iktidarı elde ettiklerinde durumun onlarla etkileşimine odaklanmaktadır.

İkinci bölümde ise, deneyimin yükselişine tanıklık eden bağlamlar ve otoritenin yönetimi elde etmesi ile bu bağlamlarla etkileşimleri ışığında beliren çeşitli program, proje ve kurumsal performanslar yer almaktadır.

Siyasi, Ekonomik ve Sosyal Etkiler, Özellikle Kurumsal Performansı kastediyoruz.

Yasal, ekonomik, askeri, sosyal ve politik düzeylerdeki iç performansın incelenmesini, “Deneyim nasıl yönetti?” sorusunun yanıtlanmasını ve şeriat konularına ilişkin yürütme vizyonunu sunmayı içermektedir.

Politik performans ve buna odaklanma, diğer performanslar için bir lokomotif olarak sunulmuş, onları anlama ve sonuca yönlendirme konusunda uluslararası ilişkilere ve deneyime yönelik uluslararası tutuma odaklanarak etkilemiştir. Dış faktörün proje üzerindeki etkisini izlemek ve bir yandan aktörlerin bu faktörün öneminin ne kadar farkında olduklarını ve onunla nasıl başa çıktıklarını veya nasıl kullandıklarını belirlemek için bu ikisi büyük önem taşımaktadır. Bir yandan da Batı’nın aktörlerle ilişkisi ve tecrübenin istihdam ve sanayi olmak üzere iki sorun açısından ele alınmaktadır. Bununla birlikte siyasi performans yoluyla deneyimin gerçek uygulamaları ile her bir yapı arasındaki farklar açıklanmaktadır. Ardından da “mevcut marjın kullanılması” konusu tartışılır.

Yasama performansına gelince; dar anlamda yasa ve yönetmeliklerin çıkarılması anlamına gelen terim, geniş anlamda yargı gücünün örgütlenmesini incelemektedir. Askeri performansla ilgili olarak ise, bazı deneyimlerde, güvenlik performansının “askeri” olarak tanımlanmasındaki abartıdan kaçınmak için yerini bu nitelik almıştır.

Genel olarak bu bölümün amacı, ideolojik yargılar ve proaktif ifadeler olmadan, kavramlara dikkat etmeden, yapısal dil kullanmadan ve ön yargılı terimler ve abartılardan kaçınarak salt politik bir deneyin ortaya çıkıp çıkamayacağına ulaşmaktır. proje bu çerçevede tarafsız bir bakış açısıyla çalışmaya özen göstermiş olsa da, bazı deneyimler hakkında kaynak eksikliği veya kısıtlılığı nedeniyle araştırmacılar zorlanmıştır, bu durumda araştırmayı tamamlamak için tüm bilgi ve belgeleri kaynaklarına atfetmiş bazen tartışmalar ve sorularla irdeleyerek, bazen de bu kaynak ve kaynakça yazarlarını inceleyerek Üzerlerine düşen görevin hakkını vermeye çalışmışlardır.

Yükseliş Unsurları ve Başarısızlık Faktörleri:

Bu bölümde izlenen yöntem, deneyimlerin ortaya çıkışının yankıları başlığından farklıdır; çünkü unsurlar “neden” sorusunu cevaplamakla daha fazla ilgilenirken, yankılar “nasıl” sorusunu cevaplamakla ilgilidir.

  • Metodolojik Araçlar:

Çalışma temel olarak, tarihsel dönemler arasındaki farklılıkları, bunların yorumlanmasını, her bir deneyimin etkilerini ve farklılıklarını anlamada tarihsel olaylara dayanan tarihsel yaklaşımı izlemektedir. bunun yanı sıra incelenen toplumlardaki etkileşim-armoni ilişkileri ile çatışma-uyum ilişkilerini dikkate alan ve Siyasi pratiğe ve davranış kalıplarına yansıyan kontrol ilişkileri ve gelenekler gibi politik araştırmalarla ilişkilerinde beliren toplumsal olguları gözlemleyen sosyolojik yaklaşımı izlemektedir.

Çalışmada, Devlet/topluluk ilişkileri yaklaşımı, grup yaklaşımı veya kurumsal yaklaşımı gibi konular dışında analitik yöntemler kullanılmamıştır. Bazı bölümler ve başlıklar her deneyime ve ögelerine göre ve bu ögelerin analizinin gerektirdiği şeye göre farklı yaklaşımları bütünleşmeden yan yana bir şekilde kullanmıştır

Projede, her bir deneyi incelemek için belirli dönemler belirlendi ve dönemdeki siyasi yelpazenin kapsamlı bir haritası sunuldu, her deneyimin özgünlüğünü ve gelirinin katma değerini vurgulamaya özen gösterildi. ayrıca bazı deneyimler farklı teorik çerçeveler üzerinden incelenmeye çalışıldı. Örneğin bugün ile tarih arasında bir bağ kurarak ılımlı ve radikal rejimler ikiliği, imamet-dindarlık-gelenek üçlemesi ve kehanet ile destan ikiliği kültürel ve kişisel ve uluslararası olmak üzere bir çok analiz seviyelerine tabi tutulmuştur.

Proje aynı zamanda demografik ve ekonomik performansta dijital veri ve istatistikleri kullandı ve bu iki unsurun özgüllüğü ile deneyim yıllarıyla ve tarihi dönemiyle olan ilişkilerini göz önünde bulundurularak, belirtilen analizleri ve bilgileri desteklemek için kullandı ve değerlendirmelerde bulundu.

Proje ayrıca, mümkün olan en geniş analizi tamamlamak ve bilgileri hakkında mümkün olduğunca sonuç ve çıkarımlar sunmak için içerdiği deneyimler hakkında mümkün olduğunca çok yabancı kaynaklar, referanslar ve kitaplardan yararlanmaya çalıştı.

Bu nedenle projenin analiz ve sunum bölümlerinde atıfta bulunulamayan hem Arapça hem de yabancı dilde bir çok kitap, çalışma, araştırma, konferans sunumları ve makaleler bibliyografya şeklinde projenin sonuç bölümüne eklenmiştir. Konuyla ilgili önceki çalışmalar ise ele alınan deneyimlerin nesnel unsurlarına önemli katkılar sunmadığı ve çok sayıda olduğundan bibliyografyaya eklenmemiş ancak bu referanslara alıntı yapıldığında dipnot olarak işaret edilmiştir.

Proje, araştırmaya ve deneyime tam bir tablo çizmek için her deneyim için kısa bir giriş hazırlamıştır. Yine Son olarak, araştırmanın kapsamlarını belirlemek, konuları arasındaki karşılıklı ilişkileri ve tüm bunların sonuçlarını belirlemek amacıyla kullanılacak en önemli terimlerin açıklamaları ve tanımları yapılmıştır.