Bugün Filistin, uzun zamandır binlerce vatandaşının kanlarını akıtıp canlarını verdiği bir insanlık trajedisinden muzdariptir. Yeryüzü; kuşatma altında kalanları, hücre duvarları arasında ya da sığınak kenarlarında olanları ve yeşiliyle, çorak arazisiyle maruz kalınan yıkıcı baskınları buyur etmekten usanmıştır.

Siyonist taraf, 1948’deki kuruluşundan bu yana silahlarını ve baskınlarını savunmasızlara ve sivillere karşı yönlendirmiş; uçakları ise tesisleri ve konutları hedef almıştır. Böylece, Filistin’deki tüm yaşam unsurları yok olmuş ve birçoğu dar sokakların bulunduğu mülteci kamplarına sığınmıştır. Kamplar çoğalarak insanlarla dolup taşmış, yiyecek ve su kıtlığı, elektrik eksikliği gibi boğucu krizler yaşanmıştır.

İsrail, Filistinliler topraklarında ikamet ederken en temel yasal haklardan mahrum kalıp, gözlerinin önünde hukuka aykırı bir şekilde evleri soyulup ana vatanlarında yabancılaşana kadar yollara pusular kurmaya, ev baskınları ve tutuklamalara devam ederek Filistinliler üzerindeki baskının dozunu daha da artırmaktadır.

Güney Filistinliler sürekli baskınlar nedeniyle uykusuz kalıp yaralıların kanları kelepçeli geçiş kapılarında akıtılana dek, İsrail’in nüfuzunu artırıp savaşı kızıştırmaya devam ettiği Filistin’deki insani durum hakkında bir rapor sunmaktayız. Ablukanın dayatılması, halkın tamamı için “ölüm fermanı” anlamına gelmektedir. Nitekim bu halk, iyi bir yaşam arayışıyla diyarlar aşmaya veya birlikte ölme umuduyla topraklarında kalmaya zorlanmaktadır.

Çalışmayı indirin